98. Beyyine Sûresi

             Sure, Medine döneminde indirilmiştir ve iniş sırasına göre 100. suredir. Adını, ilk ayette geçen “Beyyine” (açık kanıt) kelimesinden alır. Sure 8 ayettir.

 

Rahmânir-Râhîm (Merhamet eden Merhametli) Allah’ın Adıyla

1. Ehl-i Kitap’tan küfreden (hakkı örten) ve şirk koşan kimseler, kendilerine beyyine (apaçık kanıt) gelinceye kadar (haktan) ayrılacak değillerdi.

2. Allah’tan bir resul (elçi), arındırılmış sayfaları okuyup uyuyor.

3. Onun içinde doğru ve istikrarlı olan yazılar vardır.

4. Kendilerine kitap verilen kimseler, ancak kendilerine beyyine (apaçık kanıt) geldikten sonra ayrılığa düştüler.

5. Yalnızca Allah’a kulluk etmeleri ve hanifler (Şirk koşmadan Allah’a yönelen kimseler) olarak dini O’na has kılmaları ve salatı (Allah’a yönelme duasını; elçiye ve müminlere yardımı, onlara destek olmayı) doğru ve istikrarlı yapmaları ve zekâtı vermeleri dışında kendilerine bir şey emredilmedi. Doğru din işte budur.

 “Hanif” kavramı, Kur’an’da 12 yerde geçer.

9 yerde de Hanif olmanın müşrik olmanın zıttı olduğu görülmektedir: 2:135; 3:67, 95; 6:79; 161; 10:105; 16:120, 123; 22:31.

8 sekiz yerde İbrâhim’in imanını ifade edilmektedir: 2:135; 3:67, 95; 4:125; 6:79, 161; 16:120, 123.

Bu 8 yerin 5’inde aynı zamanda din manasına gelen “millet” kelimesi yer almakta, bir yerde de bizzat İbrâhim kendini hanîf diye nitelemektedir (6:79). Ayrıca Yüce Allah, 3:67’de İbrahim’i “hanif bir Müslim (Teslim Olan)” olarak nitelendirmektedir. 2 yerde de çoğul şekilde “hunefâ” (22:31; 98:5) geçmektedir. 30:30 ayetinde de Nebimiz Muhammed’e “Sen, hanif olarak dine, insanları üzerinde yaratmış olduğu Allah’ın fıtratına yüzünü çevir. Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyum (ayakta tutan, koruyup gözeten) olan din budur, velakin insanların çoğu bilmezler.” şeklinde hitap edilmektedir.

Bütün bunlar, hanîf kelimesinin Kur’an’da hem putperestliğin hem de Yahudiler ile Nasranilerin bozulmuş tevhid inancının karşıtı olarak kullanıldığını göstermektedir.

6. Ehl-i Kitap’tan küfreden (hakkı örten) ve şirk koşan kimseler, şüphesiz cehennem ateşindedirler. Orada (ebedi olarak) kalıcıdırlar. İşte onlar, yaratılmışların en şerlileridir.

7. İman eden ve doğru işler yapan kimseler işte onlar, yaratılmışların hayırlılarıdır.

8. Onların Rablerinin yanındaki cezaları (karşılıkları) altlarından nehirler akan Adn Cennetleridir. Orada (ebedi olarak) kalıcıdırlar.  Allah, onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuştur. Bu, Rabbine huşu duyanlara (derin saygı ve içten sevgi besleyenlere) mahsustur.