83. Mutaffifîn Sûresi

             Sure, Mekke döneminde indirilmiştir ve iniş sırasına göre 86. suredir.  Adını, ilk ayette geçen “Mutaffifin” (Ölçü ve tartıda hile yapanlar) kelimesinden alır. Sure 36 ayettir.

 

Rahmânir-Râhîm (Merhamet eden Merhametli) Allah’ın Adıyla

1. Ölçü ve tartıda hile yapanlara yazıklar olsun!

2. Onlar, insanlardan (bir şey alırken) ölçtükleri zaman tam yapmak isterler.

3. Onlar (insanlar) için ölçtükleri zaman veya tarttıkları zaman ise (onları) zarara uğratırlar.

4. Hiç sanmıyorlar mı? İşte onlar, elbette ki onlar döndürüleceklerdir (tekrar diriltileceklerdir),

5. Âzîm (muazzam) bir gün için.

6. O gün insanlar, alemlerin Rabbi (evrendeki tüm varlıkların Efendisi) için ayağa kalkacaklar.

7. Hayır! Şüphesiz ki facirlerin (haddi aşanların, ahlaki değerleri çiğneyenlerin) kitabı (kayıtları) elbette ki sicciyndedir (gözaltındadır).

8. Ve sicciyn nedir, nereden bileceksin?

9. Rakamlandırılmış bir kitaptır.

             “مَرْقُومٌۙ” (markum) sözcüğü, “rakamlandırılmış, işaretlenmiş, kayıt altına alınmış” anlamlarına gelir. “رقم” (rakam) sözcüğü “numaralandırmak, yazı yazmak, kayıt altına almak, işaretlemek ve çizmek” ile ilgili bir kavramdır. Aynı kökten türemiş kelimeler Kur’an’da 3 kez geçer: 18:9; 83:9, 20.

10. O gün yalanlayanlara yazıklar olsun!

11. Onlar Din (hesap) Günü ile yalanlamaktadırlar.

12. Onunla da haddi aşan âsiymden (Allah’ın yasakladığı her türlü söz, fiil ve kötü düşünceye sahip olandan) başkası yalanlamaz.

13. Ona ayetlerimiz tilavet edildiği (okunup uyuduğu) zaman der ki: “Öncekilerin masallarıdır.”

14. Asla! Kazanıyor oldukları (işledikleri) kalplerinin üzerini kapladı.

15. Asla! Şüphesiz ki onlar, o gün Rablerinden engellenmişlerdir.

16. Sonra elbette ki onlar, kesinlikle cehenneme yaslanırlar.

17. Sonra “İşte bu, onunla yalanlıyor olduğunuz şeydir.” denecek.

18. Asla! Şüphesiz ki Ebrarın (iyi, doğru ve erdemli olanların) kitabı (iyi, doğru ve erdemli olan müminlerin kayıtları) elbette ki İlliyyin’dedir.

19. Ve illiyyun nedir, nereden bileceksin?

             “عِلِّيُّونَ” (iIliyyun) sözcüğü ise genellikle çoğul anlam ifade eder ve “yüce varlıklar, yüksek dereceler veya cennetin en yüksek makamları” gibi özel bir yeri veya yüceliği tanımlayan çoğul bir yapıdır.

20. Rakamlandırılmış bir kitaptır.

21. Mukarrebin (Allah’a yaklaştırılanlar) ona tanıklık ederler.

22. Şüphesiz ki ebrar (iyi, doğru ve erdemli olanlar), gerçekten de nimet içindedirler.

23. Sedirlerin üzerinde seyrederler.

24. Nimetin (saadetin) sevincini onların yüzlerinden fark edersin.

25. Onlara hatem edilmiş (mühürlenmiş, işaretlenmiş) halis içecekler içirilir.

26. Onun hatemi misktir. O halde yarışanlar, işte bunun için yarışsınlar!

27. Onun karışımı da tesnîmdendir.

             “تَسْنِيمٍ” (tesnim) sözcüğü, “çok yüksek, saf, temiz ve çok değerli bir kaynak” anlamına gelmektedir. Bu ifade, Kur’an’da yalnızca bu ayette geçmektedir.

28. Bir pınardır. Mukarrebin1olanlar (yaklaştırılanlar) ondan içerler.

29. Şüphesiz ki mücrim (azılı suçlu) kimseler, dünyada iman eden kimselere gülerlerdi.

30. Yanlarından geçtikleri zaman da onlar hakkında kaş göz işareti yaparlardı.

31. Yandaşlarına döndükleri zaman da neşeli dönerlerdi.

32. Onları (Müminleri) gördükleri zaman da “Şüphesiz ki şunlar sapkındırlar.” dediler.

33. Oysa kendileri, onlara hafız (gözeten) olarak gönderilmemişlerdi.

34. Bu nedenle iman eden kimseler bugün küfredenlere (hakkı örtenlere) gülerler.

35. Sedirlerin üzerinde seyrederler.

36. Küfredenler (hakkı örtenler), yapıyor oldukları şeylerin sevabını (ödülünü, karşılığını) buldular mı?