Sure, Mekke döneminde indirilmiştir ve iniş sırasına göre 86. suredir. Adını, ilk ayette geçen “Mutaffifin” (Ölçü ve tartıda hile yapanlar) kelimesinden alır. Sure 36 ayettir.
Rahmânir-Râhîm (Merhamet eden Merhametli) Allah’ın Adıyla
1. Ölçü
ve tartıda hile yapanlara yazıklar olsun!
2. Onlar,
insanlardan (bir şey alırken) ölçtükleri zaman tam yapmak isterler.
3. Onlar
(insanlar) için ölçtükleri zaman veya tarttıkları zaman ise (onları)
zarara uğratırlar.
4. Hiç sanmıyorlar
mı? İşte onlar, elbette ki onlar döndürüleceklerdir (tekrar
diriltileceklerdir),
5. Âzîm
(muazzam) bir gün için.
6. O
gün insanlar, alemlerin Rabbi (evrendeki tüm varlıkların Efendisi) için
ayağa kalkacaklar.
7. Hayır!
Şüphesiz ki facirlerin (haddi aşanların, ahlaki değerleri
çiğneyenlerin) kitabı (kayıtları) elbette ki sicciyndedir (gözaltındadır).
8. Ve
sicciyn nedir, nereden bileceksin?
9. Rakamlandırılmış bir kitaptır.
“مَرْقُومٌۙ” (markum)
sözcüğü, “rakamlandırılmış, işaretlenmiş, kayıt altına alınmış” anlamlarına
gelir. “رقم” (rakam) sözcüğü “numaralandırmak, yazı yazmak, kayıt
altına almak, işaretlemek ve çizmek” ile ilgili bir kavramdır. Aynı kökten
türemiş kelimeler Kur’an’da 3 kez geçer: 18:9; 83:9, 20.
10. O
gün yalanlayanlara yazıklar olsun!
11. Onlar
Din (hesap) Günü ile yalanlamaktadırlar.
12. Onunla
da haddi aşan âsiymden (Allah’ın yasakladığı her türlü söz,
fiil ve kötü düşünceye sahip olandan) başkası yalanlamaz.
13. Ona
ayetlerimiz tilavet edildiği (okunup uyuduğu) zaman der ki: “Öncekilerin
masallarıdır.”
14. Asla!
Kazanıyor oldukları (işledikleri) kalplerinin üzerini kapladı.
15. Asla!
Şüphesiz ki onlar, o gün Rablerinden engellenmişlerdir.
16. Sonra
elbette ki onlar, kesinlikle cehenneme yaslanırlar.
17. Sonra
“İşte bu, onunla yalanlıyor olduğunuz şeydir.” denecek.
18. Asla!
Şüphesiz ki Ebrarın (iyi,
doğru ve erdemli olanların) kitabı (iyi, doğru ve erdemli olan müminlerin
kayıtları) elbette
ki İlliyyin’dedir.
19. Ve illiyyun nedir, nereden bileceksin?
“عِلِّيُّونَ” (iIliyyun) sözcüğü ise
genellikle çoğul anlam ifade eder ve “yüce varlıklar, yüksek dereceler veya
cennetin en yüksek makamları” gibi özel bir yeri veya yüceliği tanımlayan çoğul
bir yapıdır.
20. Rakamlandırılmış bir kitaptır.
21. Mukarrebin (Allah’a
yaklaştırılanlar) ona tanıklık ederler.
22. Şüphesiz ki ebrar (iyi,
doğru ve erdemli olanlar), gerçekten de nimet içindedirler.
23. Sedirlerin üzerinde seyrederler.
24. Nimetin (saadetin)
sevincini onların yüzlerinden fark edersin.
25. Onlara hatem edilmiş (mühürlenmiş, işaretlenmiş) halis içecekler
içirilir.
26. Onun hatemi misktir. O halde yarışanlar, işte bunun için
yarışsınlar!
27. Onun karışımı da tesnîmdendir.
“تَسْنِيمٍ”
(tesnim) sözcüğü, “çok yüksek, saf, temiz ve çok değerli bir kaynak”
anlamına gelmektedir. Bu ifade, Kur’an’da yalnızca bu ayette geçmektedir.
28. Bir pınardır. Mukarrebin1olanlar (yaklaştırılanlar) ondan içerler.
29. Şüphesiz
ki mücrim (azılı suçlu) kimseler, dünyada iman eden kimselere
gülerlerdi.
30. Yanlarından
geçtikleri zaman da onlar hakkında kaş göz işareti yaparlardı.
31. Yandaşlarına
döndükleri zaman da neşeli dönerlerdi.
32. Onları
(Müminleri) gördükleri zaman da “Şüphesiz ki şunlar
sapkındırlar.” dediler.
33. Oysa
kendileri, onlara hafız (gözeten) olarak gönderilmemişlerdi.
34. Bu
nedenle iman eden kimseler bugün küfredenlere (hakkı
örtenlere) gülerler.
35. Sedirlerin
üzerinde seyrederler.
36. Küfredenler
(hakkı örtenler),
yapıyor oldukları şeylerin sevabını (ödülünü, karşılığını) buldular
mı?