Sure, Mekke döneminde indirilmiştir ve iniş sırasına göre 7. suredir. Adını, birinci ayette geçen “Tekvir” kelimesinden alır. Sure 29 ayettir.
Rahmânir-Râhîm (Merhamet
eden Merhametli) Allah’ın Adıyla
1.
Güneş dürüldüğünde,
2. Ve
yıldızlar karardığında,
3. Ve
dağlar yürütüldüğünde,
4. Ve
onluklar başıboş bırakıldığında,
5. Ve
vahşi hayvanlar toplatıldıklarında,
6. Ve
denizler fokurdatıldığında,
7. Ve
nefisler eşleştirildiğinde,
8. Ve
gömülerek öldürülene sorulduğunda,
9. “Hangi
günahtan dolayı katledildi?”
10. Ve
defterler teşhir edildiğinde,
11. Sema
da kazındığında,
12. Cahim
(cehennem ateşi) de alevlendirildiğinde,
13. Cennet
de yaklaştırıldığında,
14. Her
nefis (ruh, can), (ahireti için) ne hazırlamış olduğunu bilecektir.
15. Hayır!
hannaslara kasem (yemin) ederim,
Hannas; “gizlenen,
gizemli olan, bilinmeyen ve insanın idrak edemeyeceği şeyler yapan” anlamlarına
gelir. 15-17’nci ayetlerle ilgili olarak, surenin ilk altı ayetiyle uyumlu bir
yorum yapacak olursak, buradaki hannas sözcüğü ile “karanlığa gömülenler veya
kara delikler” kastediliyor olabilir. Bu sözcük Kur’an’da 2 kez geçer: 81:15;
11:4.
16. (Belirlenen
rotalarda) Akıp giden kunnasa,
“الْكُنَّسِ” (kunnas) sözcüğü, “gizli, saklı,
örtülü” anlamlarına gelir. “Kunnas” ile yıldızlar veya gezegenlerin
kastedildiği de öne sürülmüştür.
17. Ve
kararmaya başladığı an geceye,
18. Ve
nefes alıp vermeye başladığı an sabaha (kasem ederim ki),
19. Şüphesiz
ki o, kerim (saygın,
onurlandırılmış) bir resulün (elçinin) sözüdür.
20. (O
elçi) Kuvvet sahibidir, Arşın Sahibinin yanında mekindir (itibarlıdır,
saygındır).
21. İtaat edilendir, orada emindir (güvenilendir).
22. Ve arkadaşınız mecnun (cinlenmiş, delirmiş) değildir.
23. Andolsun ki mübin (apaçık, net) bir ufk (vizyon, gelecek) ile
onu gördü.
24. O (Kur’an),
gayb (sırlar) hakkında da dâniyn (bilgi saklayan, ketum) değildir.
25. O, recmedilmiş (taşlanmış, kovulmuş) şeytanın (aldatanın,
saptıranın) sözü
de değildir.
26. Öyleyse nereye gidiyorsunuz?
27. O, âlemler
için sadece bir zikirdir (hatırlatmadır).1
28. Sizden,
istikamette (dosdoğru
yolda) olmak isteyen kimse için.1
29. Ve
siz isteyemezsiniz! Alemlerin Rabbi olan Allah’ın istemesi hariç, (siz
doğru yolda olmayı isteyemezsiniz).